Osteoporoz
yani kemik erimesi kemik doku yogunluğunun azalması nedeniyle dayanıklığının
azalması, yani kalitesinin düşmesidir. Kemik erimesinin şiddeti arttıkça
kemik kırılganlığı da artmaktadır. Osteoporoz ciddi ve sinsi bir
hastalıktır. Bu yüzden kemik erimesi, zamanında yakalanıp önlenmezse
sakatlıklara ve ölüme neden olur. Dünyada kalp-damar hastalıkları
ve kanserden sonra bilinen 3. ölüm nedeninin osteoporoz olduğu bildirilmiştir.
Menopozda olan kadınlar yaşamlarının geri kalan kısımlarında osteoporoza
bağlı %50'lik bir kemik kırığı riski ile karşı karşıyadırlar. Osteoporoz
3 kadına karşılık 1 erkekte görür ve yaşlılıkta daha çok rastlanan
bu hastalık tek başına yaşlılık hastalığı değildir.
Kemikler de kalp, beyin gibi canlı ve sürekli yapılanan bir sistemdir.
30 yaşına kadar kemik yapısı ilerler ve 30 yaşında doruk noktasına
ulaşılır. 30 yaşında yeterli kemik kütlesine ulaşılmaması halinde hastalık
ortaya çıkmaya başlar. Bu yüzden, kemiklerin korunmasında ve güçlü
olmasında birinci adım beslenmedir. 45 yaşından sonraysa kemik kayıp
hızı, artmaya başlar. 30-35 yaşına kadar kemik yoğunluğunu en üst seviyeye
taşıyabilirsek, ileride yaşanacak yıkımın tahribatını da en aza indirebilir
ve osteoporozun önüne geçebiliriz.
ANNE KARNINDAN İTİBAREN BESLENMEYE ÖZEN GÖSTERİLMELİ !
Bebeklikten, hatta anne karnından itibaren doğacak çocuğun geleceği
düşünülerek doğru beslenilmesi lazım. Kalsiyumun, yaşam boyunca yeterli
miktarda alınması, kemik dokusunu en üst seviyeye çıkaracağından
bu yıkımın etkisini zayıflatır. Ayrıca fiziksel aktiviteler, kemiklerin
güçlenmesini sağlar. Bütün bunlara karşın yine de genetik gibi diğer
bazı faktörler nedeniyle hastalık ortaya çıkabilir. O zaman da uygulanacak
tedaviyle yıkım önlenebilir.
Osteoporotik kemik hem kütlesini kaybetmiş hem de iç yapısı bozulmuş
bir kemiktir. Kaybolan kemiği tekrar yerine koymak oldukça zor, pahalı
ve uzun zaman alan bir olaydır, dolayısı ile risk faktörlerini belirlemek
ve osteoporozu önlemek gelişmiş bir osteoporozu tedavi etmekten daha
kolaydır.
KEMİK ERİMESİ İÇİN ÖNEMLİ RİSK FAKTÖRLERİ...
1. Kadın olmak
2. 50 yaşın üstünde olmak
(Yaş arttıkça yoğunluğunu kaybeden kemikler zayıflar)
3. Menopoza girmiş olmak
(Menopoza girmiş kadınların ortalama üçte birinde osteoporoz gelişmektedir
ki, bunun sorumlusu
östrojen düzeyindeki
azalmadır)
4. Erken menopoza girmek veya
yumurtalıkların operasyon ile alınmasını takiben cerrahi (yapay) menopoza
girmek.
5. Erkeklerde erkek cinsiyet
hormonu olan testosterondaki azalma ile kemik kütlesi de azalabilmektedir
(Erkeklerde gonad
fonksiyonunun; işlevinin herhangi bir nedenle azalması osteoporoza
bağlı kırıklara
yol açabilmektedir).
6. Düşük kalsiyum içeren yiyeceklerle
beslenme ve vitamin D eksikliği
7. Fiziksel aktivitenin, hareketliliğin
ve egzersizin az olması, (egzersizin kemik kütlesini arttırdığı,
kemiği kuvvetlendirdiği
kanıtlanmıştır).
8. Ailede osteoporozlu kimselerin
bulunması (kırıklara yatkınlığın bir kısmı kalıtsaldır; annelerinde
omurga kırığı öyküsü
olan genç kadınlarda
da kemik kütlesinde azalmaya rastlanmaktadır)
9. Kısa boylu, ince yapılı
kişiler iri yapılı, kilolu kişilere göre daha fazla osteoporoz riski
taşımaktadırlar.
10. Beyaz tenli, açık renk
gözlü olmak.
11. Sigara içmek
12. Alkollü, kolalı ve kafeinli
içecekleri çok fazla tüketmek.
13. Bazı ilaçları uzun süreden
beri veya yüksek dozlarda kullanıyor olmak (örneğin;
kortikosteroidler,
lityum,
alüminyum, antikonvülzanlar,
antiasitler, antikoagülanlar, siklosporin, tiroid
ilaçları ve bazı kanser ilaçları gibi).
14. Bazı hastalıkların olması.
Örneğin; şeker hastalığı, tiroid veya paratiroid
bezinin fazla
çalışması, mide-barsak operasyonu
geçirmiş
olmak, uzun süren hareketsizlik, felçler, bazı
romatizmal hastalıklar
ve diğer bazı endokrin (hormonal) hastalıklar
osteoporoza neden olabilmektedirler.
Bütün bu nedenlerden dolayı osteoporoz hastalığının sebebinin araştırılmasında
tanısında takibinde sadece muayene yeterli değildir; film, kemik yoğunluğu
ölçümleri, kan ve idrar incelemeleri de gerekmektedir.
Belirtileri:
Bel ve sırt ağrısı
Boyda kısalma, omurgada kırık
Sırtta kaburlaşma, omuzlarda yuvarlaklaşma
El bileğinde kırık
Kaburga kırıkları
Kalça kemiğinde kırık
Hastalığın önüne geçmek için bol sebze ve süt ürünleri tüketilmesi
gereklidir.Peynir, lor, yoğurt, süt ve bol sebze sofradan eksik edilmemelidir.
Günde 15-20 dakika mutlak surette güneşte kalınmalı ve egzersiz yapılmalıdır.
Egzersiz günde en azından yarım saat tempolu yürüyüş şeklinde olabilir.
Osteoporozda tanı kemik mineral yoğunluğu ölçümü ile konur. Osteoporozun
tipini belirlemek için bununla birlikte kan biyokimya değerleri araştırılmalıdır.
Erken tanı konması son derece önemlidir !!!
Tedavide;
1.Yaşam tarzında değişiklikler yaparak düşmeyi azaltacak önlemler
almak,
2.Doktorunuzca önerilen egzersiz programlarını uygulamaya çalışmak,
3.Beslenme şeklinizi önerilen şekilde düzenlemek,
4.İlaçlarınızı düzenli kullanmak ve yine düzenli doktor kontrolüne
gitmek,
5.Osteoporozun önlenebilen ve tedavi edilebilen bir hastalık olduğunu
bilmek gerekmektedir.