Büyük tantanayla, tartışmalarla başladı dizi. Uzun müddet nasıl olacak, Bihter’den Fatmagül çıkabilecek mi, ‘o’ sahne nasıl çekilecekle meşgul olduk. Koca senaryoyu bir sahneye indirgedik, onunla yargıladık, hüküm de verdik: Tecavüz promosyonu yapıyordu ‘Fatmagül’ün Suçu Ne?’ ekibi. Köşe yazarları bir yandan, kadın dernekleri bir yandan yüklendi: Zararlıydı dizi. Kaldırılmalıydı.
Neyse ki yılmadılar. Dizi piyasamızın en üretken ve yaratıcı ikililerinden Ece Yörenç ve Melek Gençoğlu, doğru bildikleri yolda ilerledi ve bu ağır sınavdan alınlarının akıyla çıktı. Ay Yapım’ın, yönetmen Hilal Saral Ünalan’ın ve birbirinden iyi oyuncuların da hakkını teslim etmek lazım tabii.
Ama ‘Fatmagül’ün Suçu Ne?’ her şeyden önce bir senaryo başarısıdır.
Benim dizi başlarken tek bir endişem vardı: Bu hikayenin ne kadar çekilip uzatılabileceği. Ortada ‘Aşk-ı Memnu’ gibi, ‘Yaprak Dökümü’ gibi koca bir eser de yoktu, kaldı ki bu ikisi benim için bir yerden sonra tadını yitirmiş örneklerdi. ‘Fatmagül‘ün Suçu Ne?’ ise çok daha küçük bir öyküydü, ama ortaya çıkan sonuç için, sezon finalinin ardından bütün ekibi kutlamak istiyorum.
Gerçekten çok özenli yazılıp çekiliyor, oynanıyor. Sumru Yavrucuk gibi, Civan Canova gibi, Murat Daltaban gibi usta oyuncularla kimisi yeni parlayan genç yıldızları başarıyla bir araya getiriyor. Tabii parlamak deyince korkunç yenge rolündeki Esra Dermancıoğlu’nu ve kocası Rahmi’yi oynayan Bülent Seyran’ı özellikle anmak gerekir. Onlar bu dizinin en büyük kazançları oldu. Beren Saat ise Bihter’i defalarca solladı. Engin Akyürek’le onu izlerken televizyondaki ‘artiz mektebi’ programlarını beğenesim geliyor.
Son olarak en çok tecavüz konusundaki ikiyüzlülüğümüzü şahane bir şekilde yüzümüze vurduğu için, bunu yaparken tecavüz mağduru kadınlara umut kapısının her zaman açık olduğunu gösterdiği, yeni bir yaşam kurmanın, sıfırdan başlamanın her zaman mümkün olduğunu hatırlattığı için bu sezonun galibidir ‘Fatmagül’ün Suçu Ne?’ dizisi. Cesur ve iyi bir iştir.
Ben inanıyorum, ‘Fatmagül’ün Suçu Ne?’ dizisini izleyen birileri Mor Çatı’nın telefonunu bir kenara not aldı, başına gelenler karşısında susmaması gerektiğini aklına yazdı, belki okulu bitirip kendi ayakları üzerinde durmasının şart olduğunu fark etti. Az şey değil bunlar. Keşke diğer diziler de sadece daha fazla gözyaşı ve duygu sömürüsü kaynaklı reyting yerine bunların peşine düşse... Ellerindeki güç her şeyden fazla çünkü.