1.Bölüm
Sıradan bir gündü ve Pelin, Deniz’i uyandırmaya gidiyordu.
Yukarıya çıkarken bir an camdan dışarıya baktı ve neredeyse her gün gördüğü bir manzara ile karşılaştı. Yine kaza olmuştu. Gözlerini devirip hızla yukarı çıktı Pelin.
Pelin -> “Deniz. Hadi uyan. Ya Deniz. Kalk hadi. Ya uyansana.”
Deniz -> Kızım sus ya. Uyuyoruz burada.
Pelin -> Aaa! O dışarıda bekleyen Bulut değil mi?
Deniz -> Kandıramazsın.
Pelin -> Vallaha o. (Camı açtı.) BULUT.
Bulut -> Pelin. Ne olur yardım et!
Pelin -> Geliyorum. (Camı kapatıp Deniz’e döndü.) Yalan mı söylüyormuşum?!
Deniz -> Kabul. Özür dilerim.
Bulut -> PELİN.
Pelin hızla aşağıya indi ve dışarı çıktı.
Pelin -> Ne oldu canım?
Bulut -> Ka-ka-ka-kaza yaptık.
Ağlıyordu. Pelin o anda Bulut’un yüzünden akan kanı gördü.
Pelin -> İyi misin?
Bulut -> O-o-o-o-onlar… (dedi, kaza yapan araçları gösteriyordu.) Ya-yardım et. Lütfen. (dedi ve Pelin’in kucağına bayıldı).
Pelin -> DENİZ.
Deniz -> Ne oldu? (Yanlarına gelmişti).
Pelin -> Bulut’u içeri götür. Ambulans’ı arayacağım.
Deniz, Bulut’u kucağına aldı ve üçü birlikte hızla içeriye girdiler. Deniz, Bulut’u içeri götürürken, Pelin ambulans çağırdı.
Bulut’un babası olay yerinde hayatını kaybetti. Annesinin ise durumu daha bildirilmemişti. Bulut’un ise sadece kolu kırılmıştı ve yüzünde ufak çizikler vardı.
Deniz ve Pelin bütün gün hastanedeydiler. Okula gitmemişlerdi.
Ve işte bütün bunlardan tam bir hafta sonra, Bulut’un annesi de (Deniz ve Pelin’in teyzesi kendisi) öldü. Ve Bulut, Deniz’lerle yaşamaya başladı.
2-3 ay sonra, bir gün;
Pelin -> Deniz. Hadi kalk. (diye bağırarak Deniz’in odasına girdi ve perdeleri açtı. Bulut aşağıda kahvaltı yapıyordu.)
Deniz esnedi ve gerindi.
Deniz -> Günaydın cadaloz.
Pelin -> Günaydın uykucu. (dedi ve üstünü giyinsin diye kıyafetlerini Deniz’e fırlattı. Deniz eli ile kendini korudu ve kıyafetlerinin yüzüne çarpmasını engelledi.)
Deniz -> Başladın yine sabah sabah. (diye çıkıştı)
Pelin gülerek odadan çıktı. Merdivenlerden aşağıya inerken, birden başı döndü ve ayağı kaydı. Hızla iki kat aşağıya yuvarlandı. En sonunda merdivenin önünde duran sehpaya çarpıp durdu. Sehpanın üstünde duran vazolar yere düşüp kırıldı. Öyle şiddetli düştüler ki, un-ufak oldular. Gürültüden dolayı hizmetlilerden birkaçı çığlık attı.
Deniz -> Neler oluyor orada? (diye bağırdı ve hızla aşağıya indi.) Hiiiii!
Hızla nefes aldı Deniz. Az daha boğuluyordu. Donup kalmıştı. Bulut ve hizmetliler de hızla yukarı çıktılar. 2.katta, merdivenin köşesinde öğlece yatan Pelin’i gördüklerinde onlar da donup kaldı. En sonunda hizmetçilerden biri “Ben burayı temizleyeyim.” Dedi ve merdivenin hemen yanında duran odaya girip elektrikli süpürgeyi getirdi. O hızla etrafı temizlerken kimse kımıldamıyordu ve Pelin’in hareketsiz bedenini izliyorlardı.
Hizmetçi Pelin’e yakın yerleri temizlerken birden durdu ve Deniz’e döndü.
Hizmetli -> Efendim. Yerde kan var. Pelin hanımın başı kanıyor galiba.
Bulut -> Ambulans çağıracağım. (aşağıya indi).
Deniz -> Ne-ne oldu? Bi-bileniniz var mı?
Hizmetli 2 -> Bilmiyoruz, Efendim. Hepimiz aşağıdaydık. (diye yanıtladı yere bakarak).
Hizmetli 3 -> Evet, Efendim. Aşağıdaydık.
Dışarıda bir siren sesi duyuldu o anda.
Hastaneye geldiklerinde Doktor, Pelin’i hemen tomografiye aldı.
Deniz ve Bulut (ve duyar duymaz gelen Güven), dışarıda bekliyorlardı. Deniz bir o yana bir bu yana gidiyordu. Öfkeyle mırıldanıyor, küfrediyor ya da duvarı yumrukluyordu.
Deniz -> Al işte, gene sahip çıkamadım kardeşime. Ne biçim bir ağabeyim ben. Bu kaçıncı. Yok. Bundan sonra bir dakika bile ayrılmayacağım yanından. Ama yok. Her şey annemin hatası. Kızın hasta, dedim, gitme, dedim. O ne yaptı, GİTTİ! Bize de annelik yapmadı zaten hiçbir zaman…
Bulut -> DENİZ! Sakin ol. Saçmalıyorsun. Düzelecek o, merak etme. Hem daha bir şey demediler.
Güven -> Ne hastalığı kardeşim?
Deniz -> Anlatırım sonra.
~ Yarım Saat Sonra ~
Deniz hızla odadan çıktı ve üst kata, ameliyathanelerin olduğu kata çıktı. Güven ve Bulut 4 numaralı ameliyathanenin önünde bekliyorlardı.
Deniz yavaş yavaş ve doktorun ona söylediklerini düşünerek onlara doğru gidiyordu. Güven, Deniz’in geldiğini fark etti.
Güven -> Deniz, ne oldu? Doktor ne dedi? Nesi varmış?
Deniz bir sandalyenin üstüne bıraktı kendini.
Deniz -> Kalp yetmezliği. Bilmediğimiz bir şey söylemesinden iyidir, değil mi? (dedi Bulut’a bakarak)
Bulut -> Bayılmasının sebebinin o olduğunu hiç sanmıyorum.
Deniz -> Doktor sonuçlar çıktığında kesin bir şey söyleyecekmiş. Şu an için, tümör olduğundan şüpheli doktor. Kendinizi her duruma hazırlayın dedi.
Bulut -> Anlamadım.
Güven -> Ne ya-yani? O, ö-ölecek mi? A-ama o daha çok küçük. O daha 16 yaşında… (diye kekeledi.
Bölüm Sonu